Twitter’ın İlginç Kuruluş Hikayesi

New York Times yazarı Nick Bilton, ‘Dev marka nasıl doğdu?’ adlı kitabında ünlü sosyal ağın kuruluş öyküsünü anlattı
Facebook’un ‘The Social Network’ (Sosyal Ağ) kitabı/filmi varsa artık Twitter’ın da ‘Hatching Twitter’ı var. New York Times yazarı Nick Bilton’un kaleminden çıkan kitap, ‘Dev marka nasıl doğdu?’dan daha fazlası. Hazırsanız kuş cıvıltıları eşliğinde, ihaneti ihtirası bol, yeni bir pembe dizi başlıyor. Başlamadan size sırların en büyüğünü verelim: Mark Zuckerberg Twitter’ı satın almak istemiş!
Entrikayla örülmüş, güç kokan, milyon dolarlık, sürükleyici bir hikâye arıyorsanız artık dizileri boş verin, kafanızı Silikon Vadisi’ne çevirin. Bir avuç ABD’li üniversite gencin evlerinin garajında yarattıkları her dijital markanın altından bugün sürükleyici, ‘juicy’ bir malzeme çıkıyor. Bakınız: Hatching Twitter: A True Story of Money, Power, Friendship, and Betrayal. Kitap, tam da isminin hakkını veren cinsten: Paranın, gücün, arkadaşlığın, ihanetin gerçek hikâyesi. Yazar Nick Bilton’a göre kitabın derinliklerindeyse büyük, acıklı bir yalnızlık yatıyor: “Twitter, tıpkı Facebook gibi, bilgisayar ekranı karşısında çürümeye mahkûm asosyal gençlerin hayata karışmak, yabancılarla yakınlaşmak için buldukları bir çıkış yolu aslında.”

 

twt

Fakat milyonları birbirine bağlayan Twitter kurucularında ters etki yaratıyor, birbirinden en uzağa atıyor. Tek karşılaştıkları yerin mahkeme koridorları olacak derecede uzağa. ‘O varsa ben yokum’un eksik olmadığı hararetli toplantılar, kovmalar, kovulmalar, Twitter’ı Facebook’la aldatmalar, tekrar işe geri dönmeler, milyon dolarlık davalar… Jack Dorsey, Evan Williams, Biz Stone ve Noah Glass. Bilton, dört kurucu ortağın 2006’dan bugüne kadar aralarında neler yaşadığını çözmek için aylar süren bir mesai harcamış: “Hikâye gördüğünüzden çok daha karmaşık. Dördü arasındaki ilişkiyi anlamak bir cinayet çözmekten daha zordu. Kendimiz ‘bromance’ dozu yüksek, bir pembe dizinin ortasında buldum.” Bilton’a göre asıl ironiyse sosyal medya kurucularının kendi hayatlarında birer antisosyal kahraman olmaları: “Kendilerini bilgisayar karşısına kilitlemiş, üniversite çağını zorunlu olmadıkça sosyalleşmeden geçirmiş insanlar. Ve hepsi insanlardan çok bilgisayarla daha iyi anlaşıyorlar. Sorun da burada zaten. Tüm davalar, ayrı düşmeler hepsinin bu kadar zayıf olmasından kaynaklanıyor.”

 

Instagram’ın Kısa Tarihi

instgram

 

 

 

 

Instagram ilk haftasında 200 bin kullanıcı ile tanıştı. Şubat ayından sonra bu rakam 1.75 milyonu buldu ve 3 ay sonra ise 4 milyon kullanıcıya ulaştı. Bugün ise 37 milyon kullanıcıya sahip. Bu da demek oluyor ki; sevilen, kullanılan bir uygulama yani değeri gün geçtikçe artmakta ve değerini 50 bin dolardan 500 bin dolara kadar fırlamış durumda. Facebook’ta Instagram’ı 1 milyar dolara aldığına göre, Instagram’ın değeri bir haftada iki katına çıkmış.

Visually adlı infografik ve veri görselleştirme grubu tarafından hazırlanan infografikte, fotoğraf uygulaması Instagram’ın 17 ayda değerini sıfırdan 1 milyar dolara nasıl getirdiği anlatılıyor. İşte Instagram’ın kısa tarihinden bazı satır başları:

Mart 2010: Kevin Systorm ve Mike Krieger tarafından kurulan Burbn bugünkü adı ile Instagram oldu.

Kasım 2010: Instagram, App Store’daki yerini aldı. John Riedel topluluk yöneticisi olarak, Shayne Sweeney mühendis olarak Instagram ekibine katıldı. Instagram ekibi San Francisco’daki ilk Twitter ofisine yerleşti.

Aralık 2010: Instagram 1 milyon kullanıcıya ulaştı.

Ocak 2011: Instagram, kendi hashtaglerini üreterek insanları veya fotoğrafları kolayca bulmanızı sağlayacak özelliği kullanıma sundu.

Mart 2011: Instagram 5 milyon kullanıcıya ulaştı.

Ağustos 2011: Instagram 150 milyar fotoğrafa ulaştı. Jessica Zollman topluluk yöneticisi olarak ekibe katıldı.

Eylül 2011: Instagram 2.0 yayınlandı. Yeni uygulamada farklı filtreler ve daha canlı bir görüntü kalitesi oluşturuldu. Instagram 10 milyon kullanıcıya ulaştı.

Nisan 2012: 30 milyon kullanıcıya ulaşan Instagram Android tabanlı uygulamasını yayınladı. Uygulama bir gün 1 milyon kez indirildi. 50 milyon dolarlık yatırım alan Instagram sonrasında Facebook tarafından 1 milyar dolara satın alındı.

NASA, resmi Instagram hesabını hayata geçirdi

inst nasa

 

 

 

ABD’nin uzay programı çalışmalarından sorumlu olarak 1958 yılında kurulan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, son zamanların en popüler fotoğraf ve video paylaşım servisi Instagram üzerinde resmi olarak yerini aldı.

Twitter, Facebook, Flickr, Google+, Foursquare ve YouTube gibi diğer sosyal medya servislerini de aktif olarak kullanan NASA, yeni giriş yaptığı Instagram üzerine yüklediği 17 adet birbirinden güzel fotoğraf ile 146 binden fazla takipçi sayısına hızlı bir şekilde ulaştı. Düzenli olarak fotoğraf paylaşmaya devam edeceği belirtilen kurum, bu gidişle Instagram’ın en popüler sayfalarından biri durumuna gelebilir.

 

WP için geliştirilen alternatif Instagram istemcisi Pictastic de direkt mesaj özelliğine kavuştu

instg

Gün içerisinde aldığı güncelleme ile Instagram Direct özelliğine kavuşan 6tag sonrası, benzer desteği yeni güncellemesiyle diğer alternatif uygulamalardan Pictastic de aldı.

Bu doğrultuda 3.4 sürümüne güncellenen resmi uygulamaya alternatif Instagram istemcisi Pictastic, “Instagram Direct” özelliği sayesinde kişilerin belirledikleri arkadaşlarına fotoğrafların olduğu özel mesajlar yollamasına ve aynı şekilde bu tarz mesajlar almasına imkan tanımaya başladı.

 

 

 

 

 

 

WP8 uyumlu sevilen uygulama 6tag, Instagram Direct özelliğine kavuştu

Resmi Instagram uygulaması yayınlanmasına rağmen popüler oranda kullanılmaya devam eden 6tag uygulaması, Instagram Direct özelliğiyle 3.0 sürümüne güncellendi.

Yazılımcı Rudy Huyn tarafından hazırlanan 6tag, yayınlanan 3.0 sürümüyle Instagram’ın kısa zaman önce tanıttığı “Instagram Direct” özelliğine kavuştu. Bu sayede kişiler artık belirledikleri arkadaşlarına fotoğrafların olduğu özel mesajlar gönderebilecekler ve aynı şekilde bu tarz mesajlar alabilecekler. Bazı tasarım iyileştirmeleri de yapıldığı belirtilen uygulama, yeniliklere kısa sürede ayak uydurarak kişileri memnun etmeye devam ediyor.

 

Tens gözlük projesi ile Instagram gerçek hayata uyarlanıyor

instta

 

Son dönemin en gözde uygulamalarından birisi haline gelen ve Facebook tarafından satın alınan fotoğraf paylaşım tabanlı sosyal ağ Instagram, farklı projelere de ilham kaynağı oluyor. Tens adlı güneş gözlüğü projesi, Instagram’ın kullanıcılara sunduğu filtreleri özel bir lens yardımıyla gerçek hayatta tüketicilere sunmayı planlıyor.

Normalde güneş gözlükleri solgun renkler yoluyla ışığı bloke ediyor. Bu özel lens ise güneşin sıcaklığını kullanarak görüntüyü renklendiriyor. Böylece Instagram’daki gibi bir görüntüyü Tens gözlüğü ile çevrenizi izlerken elde edebiliyorsunuz.

UV400 koruması sunan Tens güneş gözlüğü zararlı ışınların tamamını engellerken, CR-39 plastik polimerden imal edilen lens ise çizilmelere karşı dayanıklı.

Tens güneş gözlüğü projesi yaklaşık 60$ bağış karşılığında bir çift gözlük hediye ediyor ve kampanyanın uzun bir süresi olmasına karşın şimdiden 3 kat fazla bağış toplamış durumda. Haziran ayında ilk parti üretimin sevkiyata başlaması bekleniyor.

Instigram

inst

 

Facebook’un sahip olduğu fotoğraf ve video paylaşım tabanlı büyük sosyal ağlardan Instagram, iOS tarafında yeni sürümüne güncellendi.

Geçtiğimiz Mart ayında 200 milyon aktif kullanıcısı sayısına ulaşan Instagram, iOS tarafında yayınlanan 5.0.11 sürüm kodlu güncellemesi ile Facebook temelli paylaşma noktasında yeni bir değişiklik gerçekleştirdi. Böylece Instagram fotoğraf ve videolarının Facebook’da paylaşmasına devam edilirken, beğeniler ve aktivitelerin Facebook ile paylaşılması desteği kaldırıldı

 

Facebook’ta dolandırıcılığa ağır ceza

Yargıtay, sosyal arkadaşlık sitesi ‘Facebook’ hesabına arkadaşı B.’in şifresi ile girip kendisini bu kişi olarak tanıtarak, internet banka hesabı kullanarak banka hesabına para yatırılmasını sağlamayı nitelikli dolandırıcılık saydı.

Davaya konu olay Antalya’da yaşandı. Dosyada yer alan bilgiye göre sanık M.Ç., Hande E.’nin arkadaşlık sitesi olan facebook hesabını ele geçirerek, bir arkadaşına internet bankası hesabını kullanıp kullanmadığını sordu. Mağdurun internet bankacılığı kullandığını öğrenen sanık M.Ç., kendisinden iade etmek şartıyla 450 TL para istedi. Mağdur, arkadaşının para istediğini düşünerek internet bankacılığı aracılığıyla sanığın vermiş olduğu GSM hattına para gönderdi. Mağdur daha sonra arkadaşı Hande E.’nin facebook sayfasının dondurulduğunu görünce şüphelendi ve bankadan gönderdiği paranın 9 dakika sonra Antalya Kumluca’da bulunan ATM’den çekildiğini öğrendi. Arkadaşı Hande E.’yi arayan mağdur facebook hesabının çalındığını öğrendi. Durumu polise bildirilmesi üzerine para gönderilen hesabın M.Ç.’nin annesine ait olduğu ortaya çıktı ve sanık gözaltına alındı. Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan sanığa “Facebook yoluyla niteliklidolandırıcılık” suçundan ceza verildi.

NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU OLUŞMUŞTUR

Karara itiraz edilince dosya Yargıtay’ın gündemine geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının onama istemli tebliğname hazırladığı dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesi yerel mahkemenin nitelikli dolandırıcılık mahkumiyetini onadı.

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektiğinin belirtildiği kararda, hilenin nitelikli bir yalan olduğu, fail tarafından yapılan hileli davranışın belli oranda ağır, yoğun ve ustaca, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olması gerektiği belirtildi.

Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmüş olmasının önemine dikkat çekilen kararda, hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmesi gerektiği, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınması gerektiği kaydedildi.

Sanığın gözaltına alındığı tarihinde yapılan üst aramasında suça konu hattın sanığın cep telefonuna takılı halde üzerinde bulunduğunun ifade edildiği kararda, olayın nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu belirtildi.

Facebook şahsi bilgilerinizi kullanabilecek

Facebook, dün Hak ve Sorumluluklar Bildirimi’nde değişikliğe giderek, kullanıcıların sosyal ağdaki bilgilerini kullanabilmek adına kendisine yeni yetkiler verdi.
Facebook, bundan böyle kullanıcıların şahsi bilgilerini sunduğu hizmetleri denemek ve geliştirmek adına kullanabilecek, üçüncü partilerin erişimine sunacak.

Facebook, geçmişte sıkça maruz kaldığı gizlilik tartışmalarını yeniden başlatacak gibi görünüyor.

Sosyal medya ağının gizlilikten sorumlu ismi Erin Egan, dün Hak ve Sorumluluklar Bildirimi’nde değişiklikler yapıldığını belirtti. Değişiklikler, Facebook’un şahsi bilgilerinize erişmesine izin verecek.

Değişiklik, Facebook’un sunduğu içeriklerle bağlantılı olan tüm bilgilerinizi kullanmasına izin verecek. Şirketten yapılan açıklamada, üçüncü partilerin de bilgilerinize erişebileceği açık bir şekilde ifade edildi:

“Sosyal medya ağı üzerinde paylaşılan kamu bilgisine veya hizmet sağlayıcıların bilgilere erişim sağlamasına izin verebiliriz. Böylece, bizlere hizmet sunabilirler.”

PROFİL FOTOĞRAFINDAN KULLANICI TESPİTİ

Reuters’ın haberinde verdiği bir örneği göre, Facebook, kamuya açık olan profil fotoğrafınızı ‘yüz tanına teknolojisi’ için kullanabilir.

Söz konusu teknolojinin, fotoğraflarda insanları etiketlemenin ötesinde başka amaçlar için kullanılabileceği öne sürülüyor.

VentureBeat, yüz tanımanın profil fotoğraflarını kapsamaya başlaması halinde, etiketlenmemiş insanların bile tanınabileceğini belirtti.

Egan, yüz tanına teknolojisinin sadece fotoğraf etiketleriyle sınırlı kalacağı konusunda söz veremeyeceğini belirtirken, bu konudaki gelişmelerden kullanıcıları haberdar edeceklerini söyledi.

Bu gelişmenin ardından Facebook kullanıcılarına gizlilik ayarlarını gözden geçirmek düşüyor.

Anne-kızı 44 yıl sonra facebook buluşturdu

Facebook, 1969 yılından beri birbirlerini görmeyen anne-kızı buluşturdu.

Hayatının büyük bir bölümünü bebekken annesinin kendisini terk ettiğine inanarak geçiren Angela Palmer, gerçeği ancak 44 yıl sonra, annesi ile ilk kez konuştuğunda öğrendi. Büyük heyecan yaşayan Palmer, şimdi Hırvatistan’da yaşayan annesini ABD’ye getirmek için harekete geçti.
“Herşey Facebook’ta bir arkadaşlık isteği ile başladı” diyen Palmer, “Şükran Günü’nden önceki haftaydı. İşyerindeydim. Hırvatistan’dan Helga Simeckie isimli bir kadından arkadaşlık isteği aldım. Fakat çok da dikkatimi çekmemişti açıkçası, her zaman rastgele aldığım isteklerden biri olduğunu düşündüm. O yüzden isteği ciddiye almadım, ta ki Almanca olarak nerede doğduğumu soran bir mesaj alıncaya kadar…” ifadelerini kullandı.
Almanya’da doğup büyüdüğü için Almancayı akıcı bir şekilde konuştuğunu söyleyen Palmer, bu soru karşısında kadına kim olduğunu sorarak cevap yazdığını belirtti.

“Bana, ‘ben senin annenim’ dediğinde şoke oldum çünkü benim annem ben bebekken beni terk etmişti” şeklinde konuşan Palmer, annesi ile konuştukça aslında hiç bilmediği gerçeklerle yüzleşmeye başladığını ifade etti.
“Babam bana, boşandıktan sonra annemin velayetimi üzerine aldığını ve sonra da ben henüz bir yaşında bile değilken beni bir yetimhaneye bıraktığını söylüyordu” diyen Palmer, “Alkolik ve psikolojik olarak sorunlu olmasına babamın beni yetimhaneden aldığı anlatılıyordu. Ailemden tek tanıdığım kişi oydu” dedi.

Ancak Facebook üzerinden annesi ile yeniden buluşmasının ardından hikayenin kendisine anlatılandan farklı olduğunu öğrendiğini söyleyen Palmer, “Annem doğum sertifikası ve eski aile fotoğraflarını gösterdi. Kendisinin beni terk etmediğini, aslında babamın beni kaçırdığını anlattı. Babamın Almanya’da, insan kaçırmak ve çevreye zarar vermek suçlarından polis tarafından arandığını söyledi. Polise yakalanmamak için sürekli ikametgah değiştirdiğini anlattı” şeklinde konuştu.

Annesinin anlattıklarının doğru olma ihtimalinin çok yüksek olduğundan bahseden Palmer, “Babam bana pazarlamacı olduğunu, bu yüzden de sürekli seyahat etmek zorunda kaldığımızı söylerdi. 18 yaşıma geldiğimde tam 12 kez ev değiştirmiştik. Öyle anlaşılıyor ki, dedem yıllar içinde nerede olduğum konusunda anneme bilgi vermiş ve sürekli babamla irtibat halinde kalmış. Fakat her mahkeme celbinde izini kaybettirmek için başka bir yere taşınmış. Kanundan nasıl bu kadar uzun süre kaçmayı başardığını hala anlayamıyorum” ifadelerini kullandı.

Almanya’da, 16 yaşındayken annesinin kendisine ulaşmaya çalıştığını söyleye Palmer, “O sırada evdeki yakınım, ‘kuzenin arıyor’ dedi. Telefonu kaldırdığımda karşıdaki ses ‘annenim’ deyip konuşmaya başladı ancak beni terk ettiği için hala ona kızgındım, telefonu suratına kapattım” diye konuştu.
18 yaşındayken okumak için Kuzey Carolina’ya gelen Palmer, o tarihden bu yana babası ile görüşmediğini belirterek, “Birkaç yıl önce öldüğünü duydum. Hakkında çok fazla bir şey bilmiyorum” dedi.

20 yıllık evliliğinin ardıdan boşanan Palmer’in şu an 21 yaşında bir oğlu bulunuyor. Son dört yıldır San Diego’da yaşayan Palmer, bunca senedir babasının anlattıklarına rağmen, annesini düşünmekten hiç vazgeçmediğini belirterek, “Anneler Günü’nde onu düşünürdüm. Bir hediye bile gönderecek birinizin olmaması çok kötü. Annem sonuçta yine annemde. Şu an iki oğlu var, eşiyle birlikte yaşıyor” diye konuştu.

Birkaç hafta önce ilk kez Skype’dan sesli olarak konuştuklarını söyleyen Palmer, annesi ile hergün e-posta ile görüştüklerini söylüyor.
Annesi ile buluşarak gerçekleri öğrendiği için çok mutlu olduğunu belirten Palmer, “Umarım benim hikayem, aile üyelerini kaybeden diğer insanlara cesaret verir. Benim yaşadıklarım herkesin başına gelebilir” şeklinde konuştu.